Sıra ne zaman Erkaya’ya gelecek!

Biliyorsunuz Vakit’te, Sezer’in her affından sonra affedilen kişilerle ilgili bilgiler verilirdi. Affedilen hastaların daha sonra sapasağlam bir vaziyette “görevi”nin başına döndüğü yazılırdı..
“Af”fa gerekçe oluşturan Adli Tıp raporlarının nasıl hazırlandığı da ortaya çıktı.. Milliyet, İbrahim Şahin olayı ile bağlantılı olarak sürecin nasıl işlediğini anlattı geçen gün..
Her şey tek tek ortaya çıkıyor..
Henüz Çevik Bir’in kapısını çalmadılar. Duyumlarıma göre, Gülen’den bir hafta sonra başlayan benim hakkımda bir hafta süren yayınların bandını Çevik Bir vermişti Uğur Dündar’a.. Tuncay da bu yayınlara destek vermişti. Bunlar bir ekipdi. Bir ayağı da Kanal 6’da idi.. Doğan Media operasyonda “Amiral gemisi” idi..
28 Şubat’ta Sincan olayı ile bağlantılı olarak beni mimlemişlerdi.. Kaç badire atlattık. Mumcu ve Turan Dursun olayından sonra yine adım çetenin listesindeydi.. Emniyet istihbaratı önceden haber aldı da, plan boşa çıkarıldı..
Benim solla diyaloğum çok eskilere dayanır ama, 78’de Ankara’ya gittiğimde önemli bilgilere ulaştım. Lockhead tartışmalarının yapıldığı günlerde birileri bana bu özel harpten söz etmişti.. Yer altında özel silah depolarından söz ediyordu.. Bunlar güya SSCB, Anadolu’yu işgal ederse, işgal topraklarındaki direniş için stoklanmıştı, ama birileri bu silahları yağmalamıştı ve bu silahlar başka amaçlar için kullanılıyordu.. Maraş ve Sivas, Çorum olaylarından sonra birileri yine bu bilgileri getirdi, Hocaya iletmek için.. 12 Eylül’de Hocanın, Oğuzhan beyin, Şevket Kazan’ın odasından çıkan belgeleri, mektupları imha ederken de bazılarını okudum, öğrendim. Aslında birçok kişi, birçok şeyi biliyor da, susuyor işte! Özal mesela neden kardeşinin öldürülmesi ile ilgili çıkıp konuşmaz?.. Bu kötü gidiş karşısında bir oyuna gelmemek, muhtemel bir provokasyonu önlemek için bu diyalogları başlatmıştım.. Sonra onlardan da çok şeyler öğrendim..
Geçen gün Çorum’dan eski bir asker aradı, eğitim ve tatbikatlarda harcanan mermilerle, imzalanan sarf belgelerindeki rakamlar arasında büyük farklar olduğunu söylüyordu. 111 mermi harcamışlar, 1500 diye form doldurmuşlar. Aradaki ille de çeteye gitti değil ama, eş-dost, belki bu işin işportasında harcanmıştır bu mermiler.. “Başka şeyler de var ama “ dedi kapattı telefonu.. İnsanlar korkuyor.. Güvenlikçilerin araçları ile (Hava, kara, deniz) uyuşturucu ve silah sevkıyatı yapıldığı haberleri hiç eksik olmadı ki..
Kimse de bunları soruşturmadı..
Uzanların ipini kim çekti? Motorola olayını hatırlayın. Herkes TMSF ya da Hükümet diyor ama, nasıl gelindi bu noktaya? Uzanlar niçin cezalandırıldı ise, bugün de bazı paşalar onun için cezalandırılıyor olmasın sakın..
Hani ABD’ye gidip, komünizmle mücadele ya da “özel hizmetler” için para alacak sonra da bu paraları eşinin kumar harcamalarında masaya süreceksin.. Zimmetine geçireceksin, sonra da ABD hakkında ahkâm kesecek, ulusalcı ayaklarına yatacaksın..
Ah bunlar ah! Komutanlarının arkadaşlarının karısına, kızına, oğluna kanca takıp videosunu çekmişler. Bir suç, dehşet ve şantaj dengesi oluşmuş..
Sahi şu benim Yargıtay davalarım ve Erkaya davası ile ilgili ilk derece mahkemesi ve Yargıtay aşamasında kim kime ne dedi de bu işler böyle oldu, onun kayıtları da çıkar mı diye bekliyorum..
Merak ediyorum Erkaya ve Şişli Terakki davası ile ilgili Yargıtayın ilgili daire başkanı ve üyeleri verdikleri karardan dolayı vicdani azab duyuyorlar mı ya da gerçeklerin bir gün ortaya çıkmasından korkuyorlar mı? Eğer hatırlarsa, kendilerinden hesap sormak şöyle dursun, layüs’el olduklarını sandıkları bir zamanda verdikleri kararın hukukla ve vicdani kanaatle bir ilgisinin olmadığını, derin gerçeklerin gölgesinde verilen bir karar olduğunu hatırlayacaklardır.. Bilal beye ulaşabilsem kendisine soracağım bunu ama, o şimdi kendi köşesinde yalnız bir adam..
312 General davasının telefon kayıtları da çıkacaktır bir yerden..
Son operasyonda gözaltına alınan Gürüz ve paşalar ne de çabuk çözüldüler..
Gürüz, Doğramacı’nın adını vermiş hemen.. Doğramacı’nın kapısını çalın bakalım, Irak’tan Azerbaycan’a her yerde, her işte izine rastlanabilecek bir isim.. Herkesle iş ilişkisi var.. İmam Hatiplerin katsayı konusu, başörtüsü; hepsi Ergenekonla ilgili. Toplumu gerecekler, darbe zemini oluşacak, irtica bahanesi ile laikliği koruma adına kırım yapacaklar..
Daha sıra oralara gelmedi.. Oralara gelse o zaman Erkaya adı da çıkacak..
Gürüz de Doğramacı gibi “Beyaz Türk”. Herkesle ilişkisi var. Sıradan bir akademisyen değil.. Biraz eşelerseniz Çevik Bir’e de ulaşabilirsiniz oradan.. Dalan üzerinden de Çevik Bir’e ulaşmak mümkün. Ya da Çevik Bir üzerinden Dalan’a..
Kemal Yavuz ve Tuncer Kılıç dışarıda da rahat kalmayacak..
Gülseren Yaşar’ın adı da teleffuz edildiğine göre, bir zamanlar ekrana çıkıp, “Devlet Biziz” diyen Tuncer Kılıç’ın ifadesinden sonra iş gelip Koç’a dayandı demektir.. Koç’dan “Amiral Gemisi”ne, oradan da “Topyekun savaş”ın Media ve iş dünyasındaki ayaklarına ulaşmak an meselesi..
İbrahim Şahin, Kalyoncu paşa ve Metin paşanın isimlerini veriyor.. Şahin’in iddialarını MİT kısmen doğruluyor, TSK yalanlıyor..
Daha Koman paşaya sıra gelmedi..
Daha öyle isimler çağrılabilir ki, o zaman, bugün tutuklananların hiçbir şey olmadığını anlarsınız.. Daha CHP’nin bile kapısı çalınmadı.. Baykal’ın tedirginliğini anlıyorum..
Daha Locaların kapısını çalan olmadı.. Zaten birileri artık var gücü ile bu işin genişlemesini önlemeye çalışıyor. Hani olan oldu, kalanları kurtaralım derdindeler.. Genelkurmay yeni yeni kıpırdıyor.. Ama hâlâ kendi içinde bir temizlik başlatmış değil.. Mevcudu muhafaza çabasındalar.. Ama biraz geç kaldılar.. İçeride derin bir hesaplaşma var ve bazı namuslu insanlar artık bu yolsuzlukların bitmesini istiyor. Bir de ABD artık eski ortaklarının ipini çekti.. İsteseler de bu işi durduramazlar.. Sonuna kadar gidecek. Muhtıra, darbe de işe yaramaz. Darbe çeteyi kurtarmak için yapılacaksa, bunun sonu bir felaket olur. En basitinden daha ilk günden birbirlerine girerler.. Baykal üzülecek ama darbe de olmaz artık..
Biliyorsunuz daha Sarıkız ve Ayışığı darbe planları ile ilgili Ek iddianame mahkemeye sunulmadı..
Hani bazan, bu adamlar darbeye kalkışsa da, o darbeyi bastırıp hepsi birden toplanıp bu iş bitirilse mi diye de düşünmeden edemiyorum..
Ha! Sahi, bütün bu olanlar, yaşananlar, derin gerçekler karşısında gerçekten Erkaya ailesi, hâlâ benim hakkımı helal etmemi istemekde ısrarlı mı? BÇG’nin kurucusu olan Erkaya bu sistemin bir parçası idi..
Hakkımı helal etmeyeceğim! Selâm ve dua ile..